1954 yılında 12 Avrupa ülkesi tarafından kurulmuş olan ve günümüzde 20 üyesi bulunan CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) dünyanın en büyük araştırma laboratuarıdır ve bilimsel birçok keşfin yanısıra sayısız teknolojik ürünün geliştirilmesine imkan sağlamıştır. Bu laboratuarda geliştirilen ve kullanılan teknolojik aletler sayesinde (parçacık hızlandırıcıları ve parçacık detektörleri gibi) sağlıktan iletişime, enerjiden malzeme bilimine, güvenlikten gıda sektörüne kadar her alanda hayatımızı kolaylaştıran yenilikler ortaya çıkmaktadır.
Dünyanın en büyük bilimsel ve teknolojik birliği olan CERN’de her zaman olduğu gibi bugün de sürdürülen, yenilenen, yapım aşamasında olan veya gelecek için tasarlanan büyük çaplı deneyler vardır. Kısacası CERN daima projeler gerçekleştirilen ve geliştirilen bir mükemmeliyet merkezidir.
CERN’e tam üye olmak ile olmamak arasında ciddi farklar vardır.

  1. Hangi deneylerin yapılacağına üye ülkeler karar verir: Stratejik söz hakkı.
  2. Bu büyük deneylerin ihtiyacı olan donanım öncelikli olarak üye ülkelerin firmalarından satın alınır: Endüstriyel rekabet ve öncülük.
  3. Gerek deneylerin yapılması için gerekse deneyler sonucunda geliştirilen teknolojilerin ilk sahibi üye ülkelerdir: Teknik bilgi ve uzmanlık.
  4. CERN’de çalışan bilim insanları, mühendisler ve diğer kadrolu personel sadece üye ülkelerden seçilir: Yetkin insan kaynağı oluşturulması.

Artık bir marka halini almış olan ve marka değeri gün geçtikçe artan CERN’e daha fazla vakit kaybetmeden tam üye olmamız muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmamız için gereken adımlardan biridir. Ülkemizin CERN’e tam üyelik için başvururken CERN konseyine göndermiş olduğu “Ülke Raporu” ve sonrasında CERN Konseyinin ülkemizde yerinde inceleme yapmak üzere gönderdiği heyetin hazırladığı olumlu rapor sonucu Türkiye’nin CERN’e tam üyelik başvurusu kabul edilmiştir. Ülkemizin başvurusu CERN ile işbirliğinden fayda sağlayacağının bilinciyle yapılmış, CERN ise gerek ülke raporunda yer alan bilimsel ve endüstriyel verilerden gerekse gönderdiği heyetin Türk bilim camiası ve endüstrisi ile yaptığı temaslarından yola çıkarak her iki tarafın da bu işbirliğinden azami fayda sağlayabileceğinden emin olarak başvuruyu kabul etmiştir.
Yarım asrı aşkın bir zamandır üyesi olamadığımız CERN’e üyelik için alt yapı eksikliği ve insan gücü yetersizliği gibi yaklaşımları samimi bulmuyoruz. Bu yaklaşımlar sadece alt yapının ve insan gücü potansiyelinin yavaş artmasına ve endüstrimizin CERN ile tanışamamasına sebep olmuştur. CERN’e tam üyelik ülkemizin bugünü için dünden yapmış olması gereken bir yatırım idi. Bugün ise yarınlarımız için hayati önem taşıyan bu adımın daha fazla gecikmeden atılması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafenin daha da açılmaması için bu şarttır.
Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM) Projesi, 15 yıldır sürdürülen çalışmalarla çeşitli aşamaları tamamlanmış olan ve bugünkü aşamasında Kalkınma Bakanlığı desteği ile Ankara Üniversitesi koordinatörlüğünde üniversitelerarası işbirliği ile yürütülen bir projedir. Ülkemizin CERN’den tam üyelik yoluyla sağlayacağı bilgi ve teknoloji transferine ek olarak edineceği tecrübe, THM’nin kurulabilmesi için de olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
 
THM Projesi Yönetim Kurulu / 02 Aralık 2012, Ankara